Kölelikten Çıkış Harekatına Hoşgeldiniz

Aşk, sevgi ve ilişkiler karşılıklı, eşit ve iki tarafı da yükselten bir süreç olması gerekirken çoğunlukla bir tarafın sürekli ezildiği, diğer tarafın ise sürekli kendi egosunu tatmin ettiği bir süreç olarak yaşanıyor.Biz bu harekat sayesinde karşı tarafın anladığı dilden konuşacağız, onun bizden bilerek/bilmeyerek çaldığı enerjiyi geri alacağız. Eğer süreçten ders alırsa onunla bir ilişki başlatacağız, eğer ders almamaya devam ettiyse ona hak ettiği dersi verip son noktayı biz koyacağız.

Kozmik orospu çocuklarının çok iyi bildiği ve kölelerin asla anlayamadığı iki çok önemli kural var:

1)      Kaçan kovalanır.

2)      Kovalanmaya değer olduğuna inanan kaçar.

“Kaçan kovalanır” ne anlama gelir herkes bilir fakat kovalayan kendini yetersiz görür ve kaçanı çok yüce kendini değersiz olarak algılar. Kendini değersiz olarak algılayan kişiye kimse yeterli değeri vermez. Bazen o kişi bize o kadar saygısız davranır ki bütün özgüvenimiz yerle bir olur ve ümitle o kişinin bize hak ettiğimiz değeri vermesini bekleriz. O bize değer vermedikçe özgüvenimiz daha çok düşer ve git gide dibe batarız. Bunun çaresini ondan beklemeyeceğiz, kendi özgüvenimizi kendimiz yerine getireceğiz.

Lisede bir çocuğa aşık olmuştum. Çocukla sevgili olduk, ikimizin de ilk ilişkisiydi ve bir baktım çocuğa iki kız daha aşık oldu. Sonra bunda özgüven tavan oldu ve beni aldattı. Sonraki yıllarda buna benzer başka deneyimler de yaşadığımda dedim ki “dur bakalım burada yolunda gitmeyen bir şeyler var” Sırrı çözmüştüm. Birini çok sevdiğimizde onu hem reel hayatta hem de enerji düzeyinde parlatmaya başlıyoruz. Bu duygu karşılıksız ya da az karşılıklı olduğunda ise o bizi parlatmıyor. Bir şekilde biz kendi enerjimizle onu besliyoruz. En sonunda o bizi terk edip bizden daha güzel/yakışıklı kişilerle çıktığında iyice yetersizleşmeye başlıyoruz. Bir de kıskançlık çalıştırmaya başladığımızda tamamen yıkıklaşıyoruz. Birini karşılıksız severseniz sadece aşk anlamında değil; iş, sağlık, para her konuda onun şansını açarız ve aynı anda kendi kısmetimizi kapatırız.

Siz bütün gün depresyon hırkanızla yatıp onu stalklarken o ise geziyor ve fotoğraflar paylaşıyor. Siz şu an aynaya bile bakarken kendinizden nefret ediyorsunuz o ise çok mutlu. Yani şahıs aşırı parlak, siz ise aşırı siliksiniz. Size neden dönsün, kendi kadar parlak insanlarla birlikte olarak daha fazla parlamak isteyecektir.

Bunun tek çözümü ona yolladığımız enerjiyi en aza indirerek “ters telepati” uygulamak. Kendi hayat kalitemizi arttırarak enerjimizi yükseltmek.

Size ne zaman dönecek?

Onsuz da hayatın devam ettiğini anladığınızda, varlığınızın onun varlığına ihtiyaç duymadığını anladığınızda. Murphy Kanunu’nu herkes bilir. “Vazgeçtiğin şey sana geri döner” Bu teknikle biz ondan tam anlamıyla vazgeçmeden, olabildiğince kendi enerjimizi çekerek “vazgeçmişlik enerjisi” yayacağız ve bize dönecek.